Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-g maddesine göre “külçe altın” teslimleri Katma Değer Vergisinden (KDV) istisna edilmiştir. Bankalar tarafında alım satımı yapılan altın işlemlerinde KDV yerine bir başka dolaylı vergi uygulanmaktadır: Bankalarca gerçekleştirilen kambiyo işlemleri Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisine (BSMV) tabidir ve verginin matrahı “kambiyo satış tutarı” olarak tanımlanmıştır.
7194 sayılı Kanun düzenlemeleri ile Gider Vergileri Kanunu’nda “kambiyo gider vergisi” oranı “binde 1’den binde 2’ye” çıkarılmış ve Cumhurbaşkanına bu oranı “10 kat” artırma yetkisi verilmiştir. Cumhurbaşkanlığı da bu yetkisini kullanmak suretiyle, 24.5.2020 tarih ve 2568 sayılı Kararla oranı artırarak kambiyo gider vergisini %1’e çıkarmıştır.
Altın alım satım işlemi bir kambiyo işlemi midir? Bankalarca altın alım satım işleminin kambiyo işlemi sayılmak suretiyle BSMV uygulanmasının sebebi nedir?
Altın hesaplarına ilişkin olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı 21.5.2020 tarihinde Türkiye Bankalar Birliği’ne (TBB) gönderdiği yazı ile daha önce “kambiyo işlemi” saymadığı altın depo hesap işlemlerini “kambiyo işlemi” kapsamına almıştır. Böylece Kanunen KDV’ye tabi olmayan altın alım satım işlemi idari bir işlemle BSMV’ye tabi tutulmuştur.
Maliye bu görüşün gerekçesini “…, kıymetli maden ve dövizin kambiyo mevzuatında düzenlenen değerler olması, kambiyo mevzuatında kıymetli maden depo hesaplarında işlem gören kaydi tutarların açık bir tanımının yer almaması ve özü itibarıyla fiziki teslimat yapılmadığı sürece kaydi ve değeri dövizle belirlenen bir tutarın söz konusu olması hususları dikkate alındığında; vadesiz ve yatırım hesapları üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın alım satım işlemlerinin kambiyo işlemi olarak değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir” diye açıklamıştır.
Böylece, kıymetli maden depo (mevduat) ve diğer hesaplardaki fiziki altın işlemleri hariç, “kaydi altın işlemleri kambiyo işlemi” addedilerek; bu satışlar üzerinden “kambiyo muamelelerine uygulanan oranda” (24.5.2020’den sonra %1) BSMV’ne tabi tutulmuştur. Dolayısıyla bankalar da 21.5.2020 tarihinden sonra kambiyo satışı sayılan bu işlemler nedeniyle bu satışlardan lehlerine kalan tutarlar için %5 BSMV hesaplayamayacaklardır.
Maliyenin idari görüşü ile vergilendirme yapılmasının yersizliği kadar görüşün içeriği de içerisinde saklı ikrardan da anlaşılacağı üzere tamamen tutarsızdır. Kambiyo mevzuatında düzenlenmesi yapılan her konunun kambiyo işlemi olarak addedilmesi yersizdir. Görüşün içerisinde kıymetli maden depo hesaplarında işlem gören kaydi tutarların açık bir tanımının yer almaması konusunun vergilemede vergiyi doğuran olayın belirlenmesinde sorunlar çıkaracağı ortadadır. Verginin konusu tam olarak tanımlanamazken vergiye tabi tutulabilmesi mümkün değildir. Fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın alım satım işlemlerinin kambiyo işlemi olarak değerlendirilmesi kanuni dayanağı bulunmayan, tamamen subjektif bir değerlendirmedir. Subjektif değerlendirmelerle vergi salınması verginin kanuniliği esasına aykırı bir işlem oluşturmuştur.
Nitekim, Maliye İdaresinin TBB’ye gönderdiği 21.05.2020 tarihli yazısı ile tesis ettiği vergileme işleminin iptali için açılan davada, Danıştay 7. Dairesi 28.03.2023 tarihli ve Esas No:2020/1362; Karar No:2023/1758 sayılı Kararı ile TBB’ne verilen bahse konu yazıya istinaden tesis edilen vergileme işleminin iptaline karar vermiştir.
Danıştayın verdiği ilgili kararın içeriği özet olarak aşağıdaki gibidir:
- BSMV’nin, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28, 30, 31 ve 33’üncü maddelerine dayandığı,
- 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4’üncü maddesinde bankacılık faaliyet konularının sayıldığı ve para piyasası araçları ile kıymetli madenlerin alım satımı işlerinin ayrı işlemler olarak nitelendirildiği,
- Kambiyo mevzuatına ilişkin düzenlemelerin dayanağı olan 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’un (“TPKKHK”) 1’inci maddesinde ve TPKKHK’na ilişkin 32 sayılı Karar’ın “Tanımlar” başlıklı 2’nci maddesinde kambiyo araçlarının ayrı ayrı tanımlandığı, döviz (kambiyo), efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nev’i hesap, belge ve vasıtaları olduğu; “kıymetli madenler” ise, her tür ve şekilde altın, gümüş, platin ve paladyum olarak ayrı ayrı ifade edildiği,
- Anılan düzenlemelerde vadesiz ve yatırım hesapları üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın alım-satım işlemlerinin kambiyo işlemi olarak değerlendirilmesine hukuki dayanak teşkil edebilecek herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, dava konusu düzenleyici işlemin tesis edildiği 22.05.2020 tarihine kadar davalı idarenin de vadesiz ve yatırım hesapları üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın alım-satım işlemlerini kambiyo işlemi olarak değerlendirmediği ve banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması gerektiğine ilişkin bir görüşünün olmadığı,
- Aksine, Gelir İdaresi Başkanlığı, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının 22.02.2012 tarihli özelgesinde bildirdiği görüş dikkate alındığında bankaların vadesiz ve yatırım hesapları üzerinden fiziki teslimat olmaksızın yapılan altın satış işlemlerinin, bu konuda açık bir yasal düzenleme bulunmamasına rağmen kambiyo satışı olarak değerlendirilmesi suretiyle BSMV’ne tabi tutulmasında, Anayasa’nın kanunilik, hukuki belirlilik, hukuki güvenlik ve açıklık ilkelerine uyarlık görülmemiştir.
Danıştay, Bakanlığın Anayasa ve yasalara aykırı olarak vergi salmasını uygun görmeyerek ilgili idari işlemi iptal ettiğine göre, bundan böyle, bankaların fiziki teslimat olmaksızın gerçekleştirdiği kaydi altın satış işlemlerinden kambiyo işlemi kapsamında binde 2 oranında BSMV hesaplanmayacak, ancak bankaların bu işlemler nedeniyle lehe aldıkları tutarlar üzerinden %5 BSMV hesaplamaları gerekecektir. Altın yatırımcıları da altın alım satım işlemleri üzerinden alınan BSMV ödeme yükünden kurtulmak suretiyle reel getirilerini artırmak suretiyle ekonomiye katkılarını sürdürebileceklerdir.
Tarih: 03.09.2023
Eser Sevinç
Yeminli Mali Müşavir